Şöyle tipler var bak; güzel, komikçe bir yazı yazar şöyle; "lambidi lambidi hoppa cokka."
şöyle yorum gelir ona, "aa çok komiksin yaa : ))", o puştta hemen şey der, "çocukluktan beri böyleyimdir, nasıl bir manyakların içinde büyüdüğümü bilsenn, hep komiktim ben, ayrıca zeki, çevik ve ahlaklıyımda..."
İşte o güzel komik yazıdan sonra bunu okuyunca suratımdaki gülümseme ifadesi, tuvaletten yeni çıkmış, kabızlıktan muzdarip adamın surat ifadesine dönüşür...
Da ben bunu anlatmayacaktım ki, ne sikim sikim konuşup kafamı karıştırıyorsunuz lan.Benim Date'im vardı size onu anlatcaktım.Date, yani kızla buluşcaktım ulan, ne mal insanlarsınız ya, neyse..
Kızla buluşcam işte, ben cool adamım, bilen bilir beni, önem vermem böyle, yok kıyafet seç, yok saç yap, yok bilmem ne, banane lan, giyerim elime ilk gelen tişörtle blucini, saçlarım zaten ipek gibi, çarpar kapıyı çıkarım.
Yok lan öyle gözüküyorum aslında...aslında öyle gösteriyorum kendimi ve buna inanmak istiyorum.giyeceklerimi bir hafta önceden ütülettim, dolabıma yerleştirdim ama elime ilk gelecek kıyafetler olacak yere koydum ki öyleymiş gibi gözüksün.
Saçımı yapmadığımı göstermek için, duşa girdim ve fönle kurutuyor imajı çizdim.ama aslında şekil veriyordum ama dedim ya kendimi de kandırıyordum bir taraftan.
Hele bir de aynaya bakmadan kurutuyorum ya foyam ortaya çıkmasın diye, saçımı yaptıktan yani kuruladıktan sonra sürekli evde gezinmeye başladım.Aynanın önüne ne zaman gelsem saçıma bakıyor ve bozuk olan yer varsa düzlüyordum ama fazla kalamıyordum tabi sonuçta ben böyle şeylere önem vermeyen bir adamım, gezinmeye devam, yatak odasında 20 saniye, koridordaki aynada 30 saniye, sonra kendi odamda biraz daha, sonra çıkıp çorap almaya gidiyorum yine aynı sürelerde aynaların önünde kıyafetime ve saçıma bakıyorum ve sanki hiç ama hiç önem vermiyormuş gibi, cool gibi, tarz gibi evdekilere ben çıkıyorum deyip, kapıyı üzerime örtüyorum.
Asansör isterse 3 saat meşgul olsun yine de beklerim, sonuçta son rötuşlar için asansördeki ayna büyük lütuf, ama orada da şimdi kim inecek merdivenle o kadar katı diye kandırıyorum kendimi ve asansörde son rötuşları hal ediyorum.
Zayıflamışmıyım lan ben, bu pantolon belimden düşecek gibi.Neyse ne olcak amına koyim, iki elimi de kotun cebinden çıkarmam, olur biter.Amına koyim cool ayağına koltuk altıma deodorantta sıkamadık, neyse hava buz gibi bir bok olmaz.Hem tişörtüm solmuş gibi, ceketim güzeldir, onu çıkarmam hiç, ohh iyi bu, hava daha da soğusa keşke...
Ben böyle şeylerin hep böyle olduğunu düşünür, bilirim.Yani kesinlikle tişörtler solmuştur, pantolon belden düşer, çorap deliktir, makyaj akmıştır, koltuk altları yırtıktır, ağda zamanı çoktan geçmiştir, yani herkes böyledir ve sokaktaki insanlar, böyle insanlardır ve böyle insanlar doğru insanlardır.
Mesela sokakta yürüyorum işte Date(randöövü)'in olduğu mekana doğru, herkes sürekli kendine bakıyor, ya camekanlardan, ya cep telefonunun ekranından, ya cep aynalarından, ya eliyle dokunarak ama bakıyor ve herkes farkında; pantolonundaki lekeden, eteğin söküğünden, gözlüğün çatlağından, ayakkabının yırtığından ama olması gereken buymuş gibi geliyor.Yani vücudumuzun üstüne giydiğimiz herşey bana hayatın dişlileri gibi geliyor.Sırf o pantolon belimden düşmesin diye akıttığım teri bilirsiniz, ellerim cebimde soğuk soğuk terler iken o eli dışarı çıkaramamak nedir bilirsiniz, bakın sikikler, bilirmisin diye sormuyorum bile çünkü herkes böyle, elbette böyle olmayan puştlar da var.
Sokakta yürürken bir herif gördüm, herifin üstünde terziden çıktığı belli siyah bir takım var, güneş gözlüğü Rayban ve o adam için özel yapılmış gibi, ayakkabısı parlatılmış bir toz bile yok ve bu adam sokakta yürüyor.Aklıma yukarıdaki puşt geldi, "ben zeki çevik ahlaklıyım?" böyle insanlar normalde yoktur, sokakta yoktur, insanların arasında yoktur, ama görürsen anında der işte, "ben zeki çevik ahlaklıyım." diye...yukarıdaki örnekte kendini gösteremeyen insan bunu yazarak dile getiriyor, sokakta yazmaya gerek yok, ben diyor zeki çevik ve ahlaklıyım ve bütün pantolonu lekeli, eteği sökük insanlar, yani biz, yani sen, o adama nefretle bakıyoruz, çünkü o insan değil, o bizden değil, o bir puşt, o nasıl bir ailede büyüdüğünü bilmemizi isteyip duran bir puşt...
Neyse mekana geldim, gelirkene son kez kendimi gördüğüm heryerden kimseye hatta kendime bile çaktırmadan kıyafetime, saçıma bilmemneyime baktım...
Dater(manita adayı)ım beni içerde oturmuş bekliyordu, içeriside en az dışarısı kadar soğuktu, sevindim, ceketimi çıkarmama gerek yoktu, içeriden hep "ya ne bu soğuk, klimaları neden açmıyorlar." gibi sesler geliyordu ama Daterım ceketini çıkarıp çoktaan yanındaki koltuğa koymuştu, sevindim, o da bizdendi, büyük ihtimalle ceketinde bir sökük veya leke vardı, canımm benim kıyamamm.Güleç suratla yanına iliştim, güzel bir Date olacağını ilk anda anlamanın verdiği özgüvenle gülümsedim Daterıma...
3 kişicik 'iyiki varsın Vodvil' didi.:
hahahha la aynaya bakmayı sevdiğini kabul etmemek pahasına amma fırıldak işlere giriyon hahah. kendi kendini kandıra kandıra öleceksin olum bak gel bi ayna al, öp onu, sev onu, okşa... sen ona bakmayı aslında seviyosun :(( bende bazen aceleyle donumun bele giyilecek kısmını bacağıma giyyorum kimse dışardan anlamıyo ama don yamık lan bildiğin yamık :D
zor be simincan, inan hayatım sikiliyor böyle yaşamaktan ama neylersin, buyum ben yani, tarz adamımdır biraz : )
bu hikayenin devamı yok mu:)
Yorum Gönder
Küfür de edebilirsin, serbest.